sayfa içeriği
    • www.askerihukuk.net
    • Türk Askeri hukuku ile ilgili konularda bilgi sunumu
    • www.askerihukuk.net
    • Türk Askeri Hukuku ile ilgili hususlarda bilgi sunumu
BÖLÜMLER
HABER BAŞLIKLARI

2016/1 yılı

ASKERİ YARGITAY 1. DAİRE KARARLARI 2016 YILI

(DEĞERLİ ZİYARETÇİLER, AŞAĞIDAKİ LİNKLERE TIKLANDIĞINDA, KARARIN BULUNDUĞU AS.YRG. İNTERNET SİTESİNE YÖNLENDİRİLECEKSİNİZ)

• Askeri savcının iddianamede talep ettiği faiz ile ilgili olarak karar verilmemesi hukuka aykırı olup aleyhe temyiz olmasa bile bu husus bozma sebebidir.(As.Yrg.1.D., 6.1.2016, E.2015/814, K.2016/13).

•  Tehdit suçundan yargılanan sanığın terhis olması sebebiyle askerî mahkemede yargılanmasını gerektiren ilgi kesildiğinden, askeri mahkemece verilen görevsizlik kararında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır(As.Yrg.1.D., 20.4.2016, E.2016/269, K.2016/286).

 
•  İstirahat sonrası yol süresinin tanınması MSB.lığı genelge ve talimatlarına uygun olduğu gibi Askeri Yargıtayın da yerleşik içtihatlarına uygundur. Suç tarihine ilişkin mahkûmiyet hükmü düzeltilerek onanmıştır.(As.Yrg.1.D., 20.4.2016, E.2016/274, K.2016/290).

•  Bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda verilen karar üzerine hazırlanan gerekçeli hükümde sorgu ve savunma başlığı altında sanığın dava konusu olaya ilişkin asıl savunmalarına yer verilmeyerek, sadece bozma ilamına karşı yaptığı savunmaya yer verilmesi CMK’nın 230/1-a maddesinde düzenlenen “iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin mahkumiyet hükmünün gerekçesinde gösterileceğine ilişkin gerekçeli karar hakkının ihlaline neden olup yetersiz gerekçe oluşturduğundan hükmünün usule aykırılık oluşturduğu; Sanığın, kamuya yararlı bir işte çalışmayı kabul etmemesine rağmen, diğer seçenek yaptırımlardan faydalanmak istediğini belirtmesi maddi durumunun olmadığını ifade etmesi para cezasını ödeyecek durumunun olmadığını' söylemek istemesi dikkate alındığında, hangi nedenle kamuya yararlı bir işte çalıştırılma ve adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımların tercih edilmediğine ilişkin denetlenebilir bir gerekçeye yer verilmemesi hükümlerde gerekçeyi zorunlu gören CMK’nın 232’nci ve 353 sayılı Kanunun 207/3-G maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden mahkûmiyet hükmünün usul yönünden hukuka aykırılıklar sebebiyle bozulması gerekir. Bozma sonrası mahkemelerin yapacağı işlemleri düzenleyen CMK'nın 307'nci maddesinde bozma kararına karşı ilgililerin diyeceğinin sorulacağına ilişkin düzenlemenin bulunduğu, bunun dışında CMK’nın 191/3’üncü maddesinde iddianame dışında bozma kararlarının duruşmada okunması zorunluluğu gibi bir kuralın usul kanunlarında düzenlenmediği bozma kararlarının iddianame yerine geçen belge olarak kabul edilemeyeceği, bozma ilamının asıl mahkemece duruşmada okunmasının zorunlu olmaması, ayrıca sanığa karşı istinabe mahkemesinde bozma ilamının okunmasından sonra bu tutanağın asıl mahkemesinde de okunması ile bu hususun yerine getirildiğinin kabulü ile bozmaya neden olacak bir usule aykırılık bulunmadığı.(As.Yrg.1.D., 13.4.2016, E.2016/247, K.2016/267).


• Hükümlünün dilekçesinde bahsi geçen raporun, yeni bir delil niteliğinde olduğu ve hükümlünün mahkûmiyete konu olan suç tarihlerinin tamamı yada bir kısmı yönünden askerliğe elverişsiz olduğunun tespiti hâlinde, mahkûmiyetine konu suçların tamamı ya da bir kısmı yönünden beraatına karar verilmesi söz konusu olabileceği anlaşıldığından; yargılamanın yenilenmesi talebinin esas olarak kabulüne, hükümlünün dilekçesinde bahsi geçen sağlık kurulu raporu ile ilgili olarak öncelikle … Asker Hastanesinden ve bağlı bulunduğu askerlik şubesinden araştırma yapılarak, askerliğe elverişli olmadığına karar verilen sağlık kurulu raporunun aslı yada onaylı bir sureti temin edildikten sonra, hükümlünün, askerliğe elverişsizlik halinin, suç tarihlerini kapsayıp kapsamadığının ek sağlık kurulu raporuyla belirlenmesi için, 353 sayılı Kanun’un 237/1’inci maddesi gereğince, ….Askerî Savcılığının görevlendirilmesine karar verilmiştir.(As.Yrg.1.D., 13.4.2016, E.2016/252, K.2016/271).

• Onbaşı rütbesinde olan sanığın kendisinin tiki ile dalga geçen er rütbesindeki mağdura tekme atması asta müessir fiil suçunu oluşturur..(As.Yrg.1.D., 13.4.2016, E.2016/254, K.2016/272).


• Tanıklar A.D. ve A.T.'nun yeminli beyanlarından mağdur çavuşun sanığa yönelik olarak "Sen gideceksin lan" şeklinde söz sarf ettiğinin anlaşıldığı, diğer tanık beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde bu hususun şüpheli kaldığı, sanığın ise, "Sen gideceksin lan" şeklindeki mağdur çavuşun sözlerini hakaret olarak değerlendirmeyerek hakaret içerikli söz söylenmediğini beyan etmiş olabileceği, adli gözlem işlemleri sonucunda "Nevrotik Adaptasyon Bozukluğu" tanısı konulmuş olan sanığın mağdur çavuşun kendisine yönelik olarak "Sen gideceksin lan" şeklinde hakaret içeren sözler söylediği dikkate alındığında; sanığın kişilik yapısı ve mağdurun sanığa hitaben söylediği sözlerin yeri, söyleniş şekli ve zamanı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın atılı suçu mağdurun haksız bir fiilinin etkisi altında işlediğinin kabulü ile sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekirken, isabetli olmayan gerekçelerle uygulanmaması hukuka aykırılık teşkil ettiğinden, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasına karar verilmiştir.(As.Yrg.1.D., 7.4.2016, E.2016/224 K.2016/245).

• Sanık ile mağdur terhisli Tnk.Onb. A.S.B.’nin … 2’nci Tank Tabur Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini sürdürdükleri sırada, koğuş sorumlusu olan mağdurun 17.01.2013 tarihinde erbaş/er dinlenme yerinde sanığa yatağını düzeltmesini söylediği; sanığın ise mağdura hitaben “Sen kimsin, ne karışıyorsun” şeklinde cevap verdiği; bunun üzerine mağdurun olay yerinden uzaklaşmak üzere arkasını dönüp yürümeye başladığı sırada sanığın, mağdura vurmak amacıyla hamle yapıp yumruk savurduğu, olay yerinde bulunan Er K.U.'nun müdahale edip sanığı tutarak yumruğun mağdura isabet etmesini önlediği; olayla ilgili tutanak tutulduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu itibarla, Askerî Mahkemece; kovuşturma aşamasında adli gözlem altına alınması suretiyle cezai ehliyetinin tam olduğu ve askerliğe elverişli olduğu belirlendikten sonra, sanığın, tüm unsurları ile oluşan atılı suçtan, yasal ve inandırıcı gerekçelerle, alt sınırdan ceza tayin edilip takdiri indirim yapılarak, cezanın adlî para cezasına çevrilmek suretiyle CMK’nın 231/11’inci maddesi uyarınca hükmün açıklanmasında ve haklı gerekçelerle erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamış olmasında; usul, sübut, vasıf, takdir ve uygulama yönlerinden (Aşağıda tenkit edilen husus dışında) her hangi bir hukuka aykırılık bulunmadığından açıklanan mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmiştir.(As.Yrg.1.D., 7.4.2016, E.2016/229, K.2016/248).


• Birliğinden izinsiz uzak kaldığı sürenin 6 tam gün oluşturmaması nedeniyle ve ayrıca Askerî Mahkemece dinlenen genel cerrahi uzmanı bilirkişi tarafından, sanık hakkında tanı konulan tromboze hemoroid rahatsızlığının izinden dönmesini geciktirmesi ihtimalinin bulunduğunun belirtilmesi nedeniyle izinden gecikerek dönülmesi açısından haklı mazeret teşkil edebilecek bir durum doğduğunun kabulü karşısında sanığa atılı suçun maddi unsurunun oluşmadığı.(As.Yrg.1.D., 7.4.2016, E.2016/232 2016/251.


• Toplanan delillere göre, sanığın mağdura karşı üste hakaret suçunu oluşturabilecek sözleri söylediği hususunun şüpheli kaldığı, sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi için her türlü şüpheden uzak yeterli delil bulunmadığı sonucuna varılarak, aynı gerekçelerle verilen beraat hükmünün onanmasına karar verilmiştir(As.Yrg.1.D., 7.4.2016, E.2016/233, 2016/252)..


• Yanında bulunan araç komutanının ''köpek var'' şeklindeki ikazı üzerine, köpeği görerek ona çarpmamak için bir refleksle araç direksiyonu kırması sonucu çok kısa sürede gelişen olaylar sonucu aracın devrilmesine sebebiyet veren sanığın kusurlu (taksirli) bir davranışının olmaması sebebiyle verilen beraat hükmünde herhangi bir isabetsizlik yoktur.(As.Yrg.1.D., 7.4.2016, E.2016/235, 2016/253).

• TCK'nın 32/2'nci maddesinden yararlanacağı adli rapor ile tespit edilen ve bu nedenle kendisine zorunlu müdafii atanan sanığın, istinabe mahkemesince bozma ilamına karşı beyanlarının tespiti sırasında müdafii yardımından yararlandırılmaması ve zorunlu müdafiin yokluğunda mahkûmiyet hükmü kurulması savunma hakkının kısıtlanması mahiyetindedir(As.Yrg.1.D., 7.4.2016, E.2016/237, 2016/255)..

• İddianamede birbirleriyle bütünlük arz ettiği ve hizmete ilişkin olduğu iddia edilen iki ayrı emir bulunduğundan bahsedilmiş olması da göz önünde bulundurulduğunda, Bl.Asb. P.Kd.Bçvş. A.Ç.’ın sanığa cep telefonunu teslim etmek üzere kapının önünde esas duruşta beklemesini söyleyip söylemediği, bu hususta ne şekilde emir verdiği, sanığın ne yaptığı, Bölük Komutanın o sırada nerede olduğu, ne zaman Bölüğe döndüğü hususları ile ilgili olarak kovuşturma aşamasında dinlenmemiş olan P.Er Ş.Ö., P.Er C.E., P.Er H.Ç’in dinlenmeleri ve belirtilen hususlarla ilgili olarak daha önce herhangi bir beyanda bulunmamış olan tanık Bl.Asb. P.Kd.Bçvş. A.Ç.’ın bu hususlara yönelik olarak dinlenmesi gerekirken, bu hususlar yerine getirilmeksizin sanık hakkında atılı suçtan mahkûmiyet hükmü verilmesi noksan soruşturma teşkil etmektedir.(As.Yrg.1.D., 7.4.2016, E.2016/238, 2016/256)..

• En son 18.09.2006 tarihinde yeniden işlemeye başlayan sekiz yıllık dava zamanaşımı süresinin, 18.09.2014 tarihinde hüküm verilmeden dolduğu anlaşıldığından, mahkûmiyet hükmünün bozulmasına ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.(As.Yrg.1.D., 7.4.2016, E.2016/239, 2016/257)..

• 
Birliği Komutanlığınca 25.04.2013 tarihinde dört günde yol süresi tanınarak yirmi gün süreyle izne gönderilen sanığın, izin süresi sonunda en geç 19.05.2013 tarihinde Birliğine katılması gerekirken katılmayarak, bu tarihten itibaren izin süresini ihlal etmeye başladığı ve bu durumunu, kolluk kuvvetine teslim olduğu 13.06.2013 tarihine kadar sürdürdüğü, bu tarihte, iki gün yol süresi tanınarak, … Askerlik Şubesi Başkanlığınca, kıtasına sevk edildiği, yol süresi sonunda Birliğine katılmayan sanığın,  16.06.2013 tarihinden itibaren hali firar durumuna düştüğü ve bu durumunu kendiliğinden Birliğine döndüğü 07.08.2013 tarihine kadar sürdürdüğü, tüm dosya kapsamından maddi vakıa olarak  anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; sanığın, belirtilen tarihler arasında özürsüz izin tecavüzü suçu ile firar suçunu işlediğini kabul eden Askerî Mahkemenin, elverişli kanıtlar ve yeterli gerekçe ile; alt sınırdan temel cezaları belirleyip,  takdiri indirim maddesini de uygulayarak ve cezaları adli para cezalarına çevirerek taksitlendirmek suretiyle yazılı olduğu şekilde kurduğu mahkûmiyet hükümlerinde, daha önceden üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmesi nedeniyle, yasal imkansızlıktan dolayı,  tayin olunan hapis cezaları  hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunu uygulamamasında ve cezaları ertelememesinde, usul ve esas yönlerinden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden; müdafiinin  kabule değer bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle mahkûmiyet hükümlerinin ayrı ayrı onanmasına karar verilmiştir.(As.Yrg.1.D., 30.3.2016, E.2015/793, 2016/225)..


• 

Site Haritası
Site Yöneticisi


Avukat Orhan ÇELEN


Korkut Reis Mah. İlkiz Sok.
Fatih Apt. No: 20/14

06430 Sıhhıye-ANKARA
TÜRKİYE           
TEL: 0 542 427 44 72
         0 312 229 97 57

Jandarma subayı iken ANKARA Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi ve 1983 yılında sınıf değiştirerek askeri hakimliğe geçti. Askeri savcı, askeri hakim, adli müşavir yrd., disiplin sb.lığı, şb. md.lüğü gibi çeşitli görevlerde bulundu. (E.) Hakim Alb. Orhan ÇELEN; Şubat 1999’da kendi isteğiyle KKK.lığından emekliye ayrıldı. Halen ANKARA Barona kayıtlı olarak serbest avukatlık yapmaktadır.
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam140
Toplam Ziyaret1376252
Saat
Hava Durumu
Sitemize destek verin
Resimli özlü sözler

Üyelik Girişi