sayfa içeriği
    • www.askerihukuk.net
    • Türk Askeri hukuku ile ilgili konularda bilgi sunumu
    • www.askerihukuk.net
    • Türk Askeri Hukuku ile ilgili hususlarda bilgi sunumu
BÖLÜMLER
HABER BAŞLIKLARI
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU NELER ÖNGÖRÜYOR? (1)

Değerli Ziyaretçiler, TBMM Genel Kurulu’nda 31 Aralık 2013 günü gecesi kabul edilen "Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu Tasarısı" Sn. Cumhurbaşkanı’nın onayı sonrasında yürürlüğe girecek. Kanun, TSK’da yeni bir dönemi de başlatacak. Halen Cumhurbaşkanlığı makamında onay bekleyen Kanunun öngördüğü bazı hususları sizlerle burada paylaşmak istiyoruz. Burada yer alan bilgiler, Kanunun ilk başta dikkati çeken özellikleri dikkate alınarak kaleme alınmıştır. Kanun’un onayı müteakip Resmi Gazete’de yayımlanması sonrasında içerdiği hususlar konusunda daha ayrıntılı bir çalışmaya yer verileceği muhakkaktır.

TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU NELER ÖNGÖRÜYOR? (1)

1 - Söz konusu TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU TASARISI’nda “Genel Gerekçe”nde de açıklandığı üzere Kanun aşağıdaki hususlarda yenilikler içeriyor:

a - Genel Gerekçede de vurgulandığı üzere,

ODA HAPSİ CEZASI YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMIŞTIR: “Türk Silahlı Kuvvetleri personeli hakkında uygulanan disiplin hükümleri, değişik tarihlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nezdinde dava konusu olmuş, özellikle asker kişilere verilen oda hapsi cezalarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Bu kapsamda AİHM;  a) disiplin amiri tarafından oda hapsi cezası verilen asker kişilerin başvurularını kabul ettiği Darıcı-Türkiye (2005) ve Polatlı-Türkiye (2011) davalarında, kişinin özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiği, b) 477 sayılı Kanun uyarınca disiplin suçu işleyen ve disiplin mahkemesince oda hapsi cezasıyla cezalandırılan asker kişinin başvurusunu kabul ettiği Bayrak-Türkiye (2007) davasında da adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçeleriyle ülkemizi tazminata mahkûm etmiştir.” Dolayısıyla söz konusu Tasarı’nın ilk gayesinin; oda hapsi cezalarının kaldırılmasına yönelik olduğu görülmektedir. Böylece, AİHM kararları doğrultusunda, seferberlik ve savaş zamanı ile barış zamanında Türk karasuları dışında bulunan gemilerde işlenen disiplinsizlikler hariç oda hapsi cezası kaldırılmıştır.

b - Ayrıca askeri disiplin mevzuatına tabi olan sivil memurlarında, kapsam dışına çıkarıldığı ve bu personel hakkında yalnızca 657 sayılı Kanunun disiplin hükümlerinin uygulanması esasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır.

c - Keza, disiplin cezası verme konusunda subaylar ve astsubaylar arasındaki ayrımın kaldırıldığı, sicil verme yetkisi olan astsubaylarında disiplin amiri olarak tanımlandığı görülmektedir.

d- Tasarı ile mevcut sistemde tanımlı olmayan disiplinsizlik teşkil eden eylemler, 657 sayılı Kanunda olduğu gibi tek tek tanımlanmış, erbaş ve erlere verilecek hizmetten men cezasının askerlik hizmet süresinden sayılmayacağı esası benimsenmiştir.

e- Barış zamanı için disiplin mahkemeleri kapatılmış, bunların yerine asgari tugay seviyesinde görev yapacak disiplin kurulları ile Silahlı Kuvvetlerden ayırma disiplin cezası vermek üzere Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında yüksek disiplin kurulları kurulmuştur.

f- Disiplin cezalarını verme yetkisi, ağırlığına göre disiplin amiri, disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulu arasında paylaştırılmıştır.

g- 926 sayılı TSK. Personel Kanunu çerçevesinde uygulanmakta olan Kuvvet komutanlıklarınca disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle Silahlı Kuvvetlerden çıkarılma uygulamasına son verilerek, bu Kanun kapsamına alınmış ve yetki yüksek disiplin kurullarına bırakılmış, disiplinsizliği alışkanlık haline getirenlere ceza puanına bağlı olarak yüksek disiplin kurullarınca ayırma cezası verilebilmesi uygulaması getirilmiştir.

h- Disiplin amirleri tarafından verilen disiplin cezalarına karşı bir üst disiplin amirine, disiplin kurulu tarafından verilen disiplin cezalarına karşı da bir üst komutanlığın disiplin kuruluna itiraz imkânı öngörülmüştür.

i-Keza, mevcut sistemde yer alan disiplin cezalarına karşı yargı yolunun kapalı olması uygulamasına son verilmiş, bu kapsamda subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaşlar ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında yüksek disiplin kurullarınca verilen Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası ile disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından barış zamanında verilmiş olan aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezalarına karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde iptal davası açabilmesine imkân tanınmıştır.

2-  TBMM. tarafından kabul edilen TSK. Disiplin Kanunu hakkında kişisel değerlendirme:

a. Kanunun bu haliyle, 477 sayılı Dis.Mah.Krlş. ve YUK. yerine yeni bir sistem içerdiği ve Disiplin mahkemesi yerine “disiplin kurulu” olarak adlandırılan bir düzenlemeye gidildiği görülmektedir. Bu düzenlemenin, ilke olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda öngörülen sisteme benzetildiği açıktır. Esasen bu husus genel gerekçede de aynen ifade edilmektedir. 657 sayılı DMK.nunda, disiplin amirine tanınan ceza yetkilerinin sınırlı olması, kişi özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte bir ceza içermemesi sebebiyle iki müessese arasında ciddi bir ayırım ve fark bulunduğu açıktır. Dolayısıyla TSK. Disiplin Kanununun öngördüğü hizmete kısmi süreli devam ve hizmet yerini terk etmeme disiplin cezalarının 657 sayılı DMK. olduğu gibi, idari yargı denetimine tabi olması yerine ceza hakimi denetimine tabi tutulması gerekirdi diye düşünüyoruz. Esasen Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin bugünkü yasal yapısının ve işleyişinin hukuksal tartışmalara da neden olduğu aşikardır.

 b. TSK. Disiplin Kanununun öngördüğü disiplin kurulunun içerik itibariyle, bir mahkeme tarzında oluşmaması sebebiyle çalışma usul ve esasları ile tabi olacağı sair hükümler, yasa da açıkça gösterilmemiştir. Kanunun 37 inci maddesinde “yapılacak tahkikat usulü” başlığı altında bir düzenleme mevcut  ise de, bunda boşlukların olduğu açıktır. Örneğin, savunma hakkı kullanılırken müdafi bulundurulması mümkün olabilecekmidir? Bu maddenin 5 inci maddesinde, “Disiplin kuruluna sevk edilen personel; tahkikatın gizliliğini, üçüncü şahıs ve makamların özel bilgileri ile şeref, haysiyet ve güvenliğini, gizli ve özel nitelikteki bilgileri korumaya yönelik olanların dışındaki soruşturma evrakının tamamını inceleme, tanık dinletme ve disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak savunma yapma hakkına sahiptir.” Hükmü mevcuttur. Kişinin savunma hakkını kullanırken avukat yardımından faydalanmasının usul ve esasları nasıl olacaktır? Bu konularda yasada açık bir hüküm yok ise de, 1136 sayılı Avukatlık K.nun 1 inci maddesi gereği (Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.) buradaki işlemin yargısal bir faaliyet olarak kabulü ve savunmanın avukat tarafından temsili mümkündür. Esasen 1136 S.K.nun 2 inci maddesine göre, Avukatlığın amacı; hukuki münasabetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Disiplin kurulu da bu kapsamda mütala edilmelidir.

 c. TSK Disiplin Kanunu’nun “Değiştirilen ve yürürlükten kaldırılan hükümler” başlıklı 45 inci maddesinin 5 inci fıkrası ile; 16/6/1964 tarihli ve 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulu ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “Disiplin mahkemesi” ibaresi “Disiplin mahkemesi savaş zamanında” şeklinde değiştirilmek suretiyle, barış zamanı için disiplin mahkemeleri kapatılmıştır. Bu düzenleme, 477 sayılı Dis.Mah.Krlş. ve YUK.nun kaldırıldığı anlamına gelmemektedir. Söz konusu Kanun sadece savaş zamanında uygulanacak bir hüküm halinde kalmıştır. Durum böyle olunda savaş zamanında, savaş ilanı ile birlikte 477 sayılı K.nun otomatik olarak faaliyete geçeceği ve aynı anda hem 477 sayılı K.nun hemde TSK. Disiplin Mahkemeleri K.nun yürürlükte olacağı açıktır. Her ne kadar barış zamanında bir ikilik yok ise de, savaş zamanında doğacak bu ikilik hakkında bir önleyici hükmün yasa da yer almadığı görülmektedir.

d. Kanunun 11 inci maddesi ile disiplin cezalarının nevileri düzenlenmektedir. Buna göre, “Subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlar ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında verilebilecek disiplin cezaları ağırlık derecesine göre şunlardır. a) Uyarma b) Kınama c) Hizmete kısmi süreli devam c) Aylıktan kesme d) Hizmet yerini terk etmeme e) Oda hapsi f) Silahlı Kuvvetlerden ayırma/ Uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından; hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezaları disiplin kurulları ve disiplin amirleri tarafından; Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası yüksek disiplin kurulları tarafından verilir.” Burada dikkati çeken husus, daha önce 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununda gösterilmeyen yeni bir ceza türünün ihdas edilmiş olmasıdır: “Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası” Bunun evvelce 926 sayılı TSK. Personel Kanununun 50 ve 94 ünüc maddelerinde yer alan bir idari işlem türü olduğu açıktır. Nitekim Kanun ile ilgili maddelerin ilgili fıkralarının kaldırılması da buna işarettir. 11 inci maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere; “Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası; niteliği, usul ve esasları, sonuçları gibi birçok açıdan diğer disiplin cezalarından farklı özellikler taşımaktadır. Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasının bu farklı nitelikleri gözönüne alınarak Kanunun ilgili yerlerinde özel düzenlemelere yer verilmiştir. Diğer maddelerin yorumlanmasında da bu cezanın kendine has niteliklerinin dikkate alınması gerekmektedir.” Bu maddenin ikinci fıkrasında da, disiplin cezalarını vermeye yetkili olan makam ve kurullar belirlenmiştir. Ağırlıkları gözönüne alınarak disiplin cezalarının; disiplin amirleri, disiplin kurulları ve yüksek disiplin kurulları tarafından verilebileceğine yönelik bir sistem tesis edilmiştir. Kanunun 13 üncü maddesinde ise “Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası”na ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre, Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası; Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığında oluşturulacak yüksek disiplin kurulları tarafından verilecektir ve ilgili Kuvvet Komutanı, Jandarma Genel Komutanı veya Sahil Güvenlik Komutanının onayı ile yerine getirilecektir.(13/2) Burada dikkatimizi çeken en önemli keyfiyet, böyle hayati bir konuda alınan bir ayırma veya red kararında ilgili Kuvvet Komutanı, Jandarma Genel Komutanı veya Sahil Güvenlik Komutanının onayının gerekmesidir. Bu durum, kurulun bağımsız bir yapıda olmasını engelleyici görülmektedir. Öte yandan bir onay gerekiyorsa bunun, Milli Savunma veya İçişleri Bakanının onayına dayanması yerinde olur diye düşünmekteyiz.

e. Kanunun 15 ve devamındaki maddeler ile, mevcut sistemde tanımlı olmayan disiplinsizlik teşkil eden eylemler, 657 sayılı Kanunda olduğu gibi tek tek tanımlanmıştır. Bunun kazuistik bir yaklaşım olduğu açıktır.

f. Anayasanın 145 inci maddesi, “Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir…” hükmünü amirdir. Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri, askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin görevli bulundukları komutanlıkla ilişkileri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.(Any. 145/3) TSK. Disiplin Kanunu, sadece Askeri Ceza Kanunun disiplin amirine  disiplin tecavüzü ve disiplin suçlarına tanıdığı ceza yetkileri düzenlememekte, aynı zamanda 477 sayılı Disiplin Mah.K.nun öngördüğü disiplin suçlarını da kapsama almaktadır. Yukarıda da tekrarlandığı üzere Anayasanın 145 inci maddesinin öngördüğü mahkeme önünde yargılanma keyfiyeti, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı vb. hususlar disiplin kurulları yönünden söz konusu olamayacaktır. Böylece (disiplin mahkemelerinin mevcut yapısı konusundaki mevcut tartışmaları bir yana koyarsak) personele tanınmış bu güvence ve haklarda geriye gidiş olarak kabul edilecek bir yorumlamanın önü açılmaktadır.  

...Devam edecek..

  
4064 kez okundu

Yorumlar

ASKERİ HAKİMLERİN KISMİ BAĞIMSIZLIĞI     05/02/2013 22:19

EN ÖNEMLİ GELİŞME KANUNUN İKİNCİ MADDESİNDE ASKERİ HAKİMLERİ ASKERİ DİSİPLİNDEN MUAF TUTMASIDIR. ÇÜNKÜ 477 SAYILI DİSİPLİN KANUNU ZAMANINDA BİR ASKERİ HAKİME ASKERİ DİSİPLİN KURALLARINA UYMADIĞINDAN DOLAYI 477 SAYILI KANUNA GÖRE DİSİPLİN CEZASI VERİLEBİLİRKEN YENİ DİSİPLİN KANUNU İLE BU YOL KAPANMIŞ DURUMDADIR. ARTIK ASKERİ HAKİMLER BU KANUN İLE BİR NEVİ ASKERİ DİSİPLİNİN DIŞINA ÇIKMIŞTIR. ÇÜNKÜ ASKERİ HAKİM ASKERİ DİSİPLİN KURALINA UYMADIĞI ZAMAN NEYE GÖRE CEZA TAYİN EDECEKSİNİZ. BU KONU DA BİR BOŞLUK OLUŞMUŞ DURUMDADIR. 357 SAYILI ASKERİ HAKİMLER KANUNUNA BAKACAK OLURSAK 357 SY KANUN ASKERİ HAKİMLERİN GÖREVLERİ İLE İLGİLİ DİSİPSİNSİZLİKLERİNDE DEVREYE GİRMEKTE VE ASKERİ DİSİPLİNE HİÇ DEĞİNMEMEKTEDİR. DOLAYISI İLE DİSİPLİN KANUNUNUN YAYINLANMASI AKABİNİNDE ASKERİ HAKİMLER İLE DİĞER SINIF SUBAYLARI ARASINDA VE ASKERİ HAKİMLERİN KENDİ ARALARINDA ASKERİ DİSİPLİN AÇISINDAN HER HANGİ BİR AST ÜST İLİŞKİSİ KALMAMIŞ OLACAKTIR. BU DA MAHKEMELERİN BAĞIMSIZLIĞI AÇISINDAN KAYDA DEĞER BİR GELİŞMEDİR.
cevher eren

ASKERİ HAKİMLERİN KISMİ BAĞIMSIZLIĞI     03/02/2013 23:02

EN ÖNEMLİ GELİŞME KANUNUN İKİNCİ MADDESİNDE ASKERİ HAKİMLERİ ASKERİ DİSİPLİNDEN MUAF TUTMASIDIR. ÇÜNKÜ 477 SAYILI DİSİPLİN KANUNU ZAMANINDA BİR ASKERİ HAKİME ASKERİ DİSİPLİN KURALLARINA UYMADIĞINDAN DOLAYI 477 SAYILI KANUNA GÖRE DİSİPLİN CEZASI VERİLEBİLİRKEN YENİ DİSİPLİN KANUNU İLE BU YOL KAPANMIŞ DURUMDADIR. ARTIK ASKERİ HAKİMLER BU KANUN İLE BİR NEVİ ASKERİ DİSİPLİNİN DIŞINA ÇIKMIŞTIR. ÇÜNKÜ ASKERİ HAKİM ASKERİ DİSİPLİN KURALINA UYMADIĞI ZAMAN NEYE GÖRE CEZA TAYİN EDECEKSİNİZ. BU KONU DA BİR BOŞLUK OLUŞMUŞ DURUMDADIR. 357 SAYILI ASKERİ HAKİMLER KANUNUNA BAKACAK OLURSAK 357 SY KANUN ASKERİ HAKİMLERİN GÖREVLERİ İLE İLGİLİ DİSİPSİNSİZLİKLERİNDE DEVREYE GİRMEKTE VE ASKERİ DİSİPLİNE HİÇ DEĞİNMEMEKTEDİR. DOLAYISI İLE DİSİPLİN KANUNUNUN YAYINLANMASI AKABİNİNDE ASKERİ HAKİMLER İLE DİĞER SINIF SUBAYLARI ARASINDA VE ASKERİ HAKİMLERİN KENDİ ARALARINDA ASKERİ DİSİPLİN AÇISINDAN HER HANGİ BİR AST ÜST İLİŞKİSİ KALMAMIŞ OLACAKTIR. BU DA ASKERİ MAHKEMELERİN BAĞIMSIZLIĞI AÇISINDAN KAYDA DEĞER BİR GELİŞMEDİR.
cevher eren

Site Haritası
Site Yöneticisi


Avukat Orhan ÇELEN


Korkut Reis Mah. İlkiz Sok.
Fatih Apt. No: 20/14

06430 Sıhhıye-ANKARA
TÜRKİYE           
TEL: 0 542 427 44 72
         0 312 229 97 57

Jandarma subayı iken ANKARA Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi ve 1983 yılında sınıf değiştirerek askeri hakimliğe geçti. Askeri savcı, askeri hakim, adli müşavir yrd., disiplin sb.lığı, şb. md.lüğü gibi çeşitli görevlerde bulundu. (E.) Hakim Alb. Orhan ÇELEN; Şubat 1999’da kendi isteğiyle KKK.lığından emekliye ayrıldı. Halen ANKARA Barona kayıtlı olarak serbest avukatlık yapmaktadır.
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi138
Bugün Toplam409
Toplam Ziyaret1411649
Saat
Hava Durumu
Sitemize destek verin
Resimli özlü sözler

Üyelik Girişi