Değerli Ziyaretçiler, İst. Cumhuriyet Savcısı Sn. Dr. Ayhan Bozlak tarafından hazırlanan "ADLÎ YARGIDA UYGULANMASI GEREKEN HALKLA İLİŞKİLER YÖNTEMİ VE SAVCI- POLİS (KOLLUK) İLİŞKİLERİ" isimli Makale sn. yazar tarafından sitemizde yayınlanmak üzere gönderilmiştir. Anılan Makalenin Özellikle SAVCI- POLİS (KOLLUK) İLİŞKİLERİ'ne ışık tutuması açısından son derece yararlı bir çalışma olduğu kuşkusuzdur. Bu yaralı Makalenin yayınlanması için www.askerihukuk.net sitesine gerekli izni veren sayın Dr. Ayhan BOZLAK'ı kutluyor, başarılı çalışmalarının devamını diliyoruz.

Makale metni aşağıdadır:



ADLÎ YARGIDA UYGULANMASI GEREKEN HALKLA İLİŞKİLER YÖNTEMİ

VE SAVCI- POLİS (KOLLUK) İLİŞKİLERİ, Dr. Ayhan BOZLAK,  

I. GİRİŞ

Türk adli yargı teşkilatında uygulanması gereken halkla ilişkiler yöntemi ve bu anlamda daha özel bir durum ifade eden savcı-kolluk ilişkileri konuları, adaletin ve bu arada bilhassa ceza adaletinin ve dolayısıyla her yönüyle toplum ve kişi güvenliğinin etkin bir şekilde sağlanması açısından hayati derecede önem arz etmektedir. Bundan dolayı, bu çalışmada, adli yargı mercilerinin genel olarak halk ile iletişimleri ve ayrıca ceza adaleti sistemi içerisinde çok önemli bir role sahip bulunan savcılık makamı ile kolluk kuvvetlerinin iletişimi konuları incelenecektir.      

Belirtilen konuların daha iyi kavranması ve kendisinden sonra gelen başlıklara ışık tutması amacıyla, girişten sonra öncelikle Türk Adli Yargı sistemi hakkında genel bir fikir verecek bilgilerin sunulmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu konuda, başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemeleri (İstinaf Mahkemeleri) ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıklarının kuruluş ve görevlerini içeren yasalara bakılarak genel ve kısa bilgiler verilmiştir.

Değinilen bu genel bilgilerin aşağıda ilk iki bölümde incelenmesinden sonra, üçüncü bölümde, adli yargı teşkilatının mahkemeler ve savcılık olarak ayırmadan bir bütün olarak, halkla ilişkiler (iletişim) bağlamında, şu anki en önemli güncel sorunlarını nasıl bir çalışma, yol ve yöntemlerle aşabileceği konusuna öneriler getirilerek değinilmeye çalışılmıştır.

Dördüncü bölümde ise, adli yargı teşkilatı içerisinde yer alan ve toplum ve kişi güvenliğinin her yönüyle sağlanması için yegâne öneme haiz bulunan, ceza adaleti sisteminin en önemli iki aktörü olan savcı ve kolluk kuvvetleri arasında var olan/olması gereken ilişkiler incelenmiştir. Bilindiği üzere bu iki organ, suçun işlenmesi ile başlayan soruşturma aşamasından yargılama ve infaz aşamasına kadar her kademede suçla mücadelede birlikte yer almaktadır. Tüm bu aşamalarda, kolluk kuvvetlerinin adli amirinin savcılık teşkilatı olması nedeniyle,[1] bu bölümde mahkemeler ile kolluk kuvvetlerinin iletişimi inceleme kapsamına alınmamış, sadece savcı kolluk ilişkileri incelenmiştir. Zira savcı kolluk ilişkisinin şekli, güvenlik hizmetlerinin etkinliğini esaslı şekilde etkileyecek niteliktedir. Bu son durumda, ilişkilerin ve dolayısıyla iletişimin şeklini daha çok yasal mevzuat hükümlerinin düzenlemiş bulunması nedeniyle, bahsedilen hususun incelenmesinde daha çok hukuki metinlere yer verilmiş olmakla beraber, konunun sosyolojik boyutlu iletişim yönüne de değinilmeye çalışılmıştır.

         Ayrıca, savcı ve kolluk ceza adaleti sistemi içinde farklı kurumlara mensup bulunsalar da, aynı görevin yapılması için veya başka bir deyişle aynı amaç için çalışmaları ve kolluğun adli görev yanıyla savcılığa bağlı olması nedenleriyle, aralarındaki iletişim yönünden, genel hatlarıyla yasal çerçeve ile belirlenmiş “resmi bir iletişim” ve “örgüt içi iletişim” kurallarına göre incelenmeleri uygun bulunmaktadır. Yani bu çalışmada, savcılık ve kolluğun tek örgüt yapısı içerisinde bulundukları kabul edilerek inceleme yapılmıştır.

         Değinilen nedenle, savcı-kolluk ilişkilerinin öncelikle yasal çerçevesi incelendikten sonra, örgütün tanımı, örgüt içi iletişim, örgütlerde iletişim çatışması ve çözüm yolları, güvenlik ve güvenliğin sağlanmasında örgütsel iletişimin rolü gibi konular üzerinde durulacaktır.

Bu çalışmada, hukukî mevzuat, uygulama ve sorun barındırdığı belirtilen alanlara ilişkin bilgi, fikir ve tecrübe aktarımı gerektiren yerlerde, kendisi de yargı mensubu olarak görev yapmakta bulunan yazarın araştırma ve gözlem sonuçları ile birlikte sentez ve şahsi görüşlerine de yer verilmiştir.[2] 

 Makalenin tamamını görmek için tıklayınız.

Yorumlar